İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Medical | ||||
Medikal | genital mutilation i. | kadın sünneti | ||
In Kenya, in one particular community, the incidence of genital mutilation was as high as 97%. Kenya'da, belirli bir toplulukta, kadın sünnetinin görülme sıklığı %97 gibi yüksek bir orandaydı. More Sentences |
||||
Medikal | genital mutilation i. | cinsel organların kesilmesi | ||
Medikal | genital mutilation i. | kliteridektomi | ||
Medikal | genital mutilation i. | erkek sünneti |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Medical | ||||
Medikal | female genital mutilation i. | kadın sünneti | ||
Female genital mutilation causes irreparable damage to health and can even lead to death. Kadın sünneti sağlığa onarılamaz zararlar verir ve hatta ölüme bile yol açabilir. More Sentences |
||||
Medikal | fgm (female genital mutilation) kısalt. | kadın sünneti | ||
Fifteen states have already banned FGM, including nine African countries. Dokuz Afrika ülkesi de dahil olmak üzere on beş devlet halihazırda kadın sünnetini yasaklamıştır. More Sentences |
||||
Medikal | female genital mutilation i. | klitorisin çıkartılması | ||
Medikal | female genital mutilation i. | kadınlarda genital mutilasyon | ||
Medikal | female genital mutilation i. | kadın genital bölgesinin belirli bir bölümünün kesilmesi |